Anksiyete Bozukluğu
Savunma mekanizması konumunda bulunan kaygı, belli sınırlar içine kadar normal olarak kabul edilir, fakat bazı noktaların dışına çıkıldığı an hastalık durumuna geçiliyor. Anksiyete bozukluğu yani kaygı bozukluğu beklenenin üstüne çıkıyor ve hayat kalitesini olumsuz yönde etkiliyorsa, patolojik bir sorun haline gelmiş demektir.
İnsanların bazı dönemleri önemli anlardan oluşuyor. İş, özel yaşantı, maddiyat durumları gibi stresli dönemler kişileri belli bir noktaya götürerek pozitif motive edebiliyor ve harekete geçilmesini sağlıyor. Fakat bunun tam tersi durum da yaşanabilir. Kaygı sorun haline gelmiş olabilir ve ileri boyutlara taşınarak kişide psikolojik bozuklukların başlamasına yol açabilir.
Anksiyete genel olarak kaygı, endişelenme, sıkıntı, huzursuzluk, daralma, bunalma gibi anlamlara gelmektedir. Kısacası kişide oluşacak olumsuz duyguların tümüne denebilir. Pek çok hastalık ile birlikte seyir edebilen bu durumun aslında sağlıklı insanlarda da bir miktar yaşanması normal karşılanır.
Kişinin ruhsal yapısı ve fiziksel bütünlüğüne yönelik bir tehdit durumu oluşuyorsa, kişiyi harekete geçiren bir nevi savunma mekanizmasının devreye girmesini sağlar. Bu duruma şöyle örnek verilebilir. Kaygı mekanizması örneğin ders notları kötü giden bir öğrenci sınıfta kalacağını düşünerek kaygı mekanizmasını devreye sokuyor ve sonraki sınavları için daha azimli, kararlı halde çalışmaya başlıyor. İşte kaygı mekanizmasını böyle özetleyebiliriz.
Kaygı bozukluğu belirtileri
Başlıca bir nedeni yoktur. Normalin üstünde verilen tepkiler, sıkıntılar veya daralmalara bağlı gelişen olumsuz duygular ile birlikte kalp çarpıntısı, nefes darlığı, ateş basması, terleme ve titreme gibi belirtilerle seyir eder.
Kaygı bozukluğu nasıl geçer
Yaygın Anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, Agorafobi, sosyal fobi, özgül fobi, obsesif kompulsif bozukluk ve stres bozuklukları olarak alt evreleri bulunan kaygı sorunları yaşam boyunca genelde %15 ile %30 arasında yaşanıyor. En sık yaşanan kaygı bozukluğu örümcek, yılan, uçak ve yükseklik gibi durumlarda meydana çıkan özgül fobilerdir. İkinci tür vakalar ise sosyal topluluk içinde yetersiz hissedilmesi, beceriksiz hissiyatı gibi kendini küçük görme durumları yani sosyal fobilerdir. Anksiyete bozukluğu psikiyatrik hastalıklar arasında en sık görülenidir. Kişinin ruh hali ve işlevselliğinin bozulmasına yol açan bu durumda mutlaka uzman bir psikiyatriden destek alınması gerekmektedir.