Özellikle 90’lı yıllardan sonra kadınların da çalışma hayatına etkin olarak katılması ve sayılarının artması ile ülkeler iş hukuku alt yapılarını geliştirme süreci içine girmişlerdir. Örneğin Avrupa Birliği tarafından 03 Mayıs 1996 tarihinde imzalanan, ülkemizce de kabul edilen ve 01 Temmuz 1999’da yürürlüğe giren gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartının ilgili metinlerinde çalışan kadınların korunmasına özellikle vurgular yapılmış ve kabul eden ülkelere çeşitli yükümlülükler getirmiştir.
Kadınların iş hayatında yer almaları adına yenilikçi ve koruyucu adımların getirdiği şartlardan bir tanesi de işyerlerinin çalışanlarının 0-6 yaş grubundaki çocukları için kreş açma zorunluluğudur. Kreş, kelime anlamında çocuk yuvası, çocuk bakım yeri olarak adlandırılır. Almanya’da ki ismi de ‘’Kinder Garden’’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Mevzuatlarda ise ‘’Çocuk Bakım Yurdu’’ olarak adlandırılmaktadır. Çalışan annelerin çocuğunu bırakacak yeri olmadığı zamanlarda en büyük kurtarıcı rolü üstlenir kreşler.
Ülkemizde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu ve ilgili yönetmeliği kreş açma standartlarını belirlemiş olup, medeni haline ve çocuğu olup olmamasına bakılmaksızın 150’den fazla kadın çalışanı olan işyerleri kreş / çocuk bakım yurdu açmak zorundadır. Hatta bu yurt, işyerine 250 metre mesafeden daha uzak ise yine işyeri tarafından ulaşım için bir taşıt da sağlanmalıdır. İlkokul kaydı yapılmamış olması şartı ile 66 aylığa kadar çocuğu olan anneler işyerlerinin bu hizmetlerinden faydalanabilmektedir.
Eğer işyeri bu şekilde bir çocuk bakım yurdu açmayı tercih etmiyor ise, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş olması ve gerekli koşulları yine sağlaması şartı ile dışarıdan hizmet alarak da bu yurtlara çalışanlarını yönlendirebilirler. Ayrıca çalışan kadın sayısına, boşanmış ve velayeti kendisine verilmiş erkek çalışanlarında dâhil edilmesini gerektiğini eklemekte fayda var.