Herhangi bir uyarana karşı vücudun verdiği doğuştan belirlenen, düşünülmeden, kendiliğinden olan, öğrenilmemiş yanıtlardır. Deminde dediğimiz gibi refleksin oluşabilmesi için bir uyarının algılanıp, sinir sistemi aracılığıyla merkezi sinir sistemine taşınması orada bu uyarının algılanması ve yanıtın hazırlanması ile uyarana cevap verecek organa taşınmasıyla olur. Elbetteki bu organın sağlıklı olabilmesi halinde olur. Vücudumuzda oluşan çeşitli refleksler vardır.
Refleks genel anlamda 2’ye ayrılır.
Doğuştan (Kalıtsal) Refleks
• Doğuştan gelip, sonradan kazanılmayan reflekstir. İğne batan elin çekilmesi, göz kapağının kırpılması, çocuktaki emme davranışı gibi.
Sonradan (Şartlı) Refleks
• Sonradan öğrenmeyle oluşan reflekstir. Araba sürme, örgü örme, limon görüldüğünde ağzın sulanması gibi.
Patella refleksi; beyinciğin merkezi sinir sistemindeki yeridir. Bu halk arasında bilinen ve denen bir refleks türüdür. Örneğin kişi bir sandalyede oturur bacaklarını ileriye uzatır ya da yüksek bir yere oturup bacaklarını aşağıya sarkıtır. Muayene çekiç ya da sert bir cisimle yapılır. Kişinin diz kapağının hemen altına çekiçle yumuşak bir darbe ile vurulur. Bu refleksin omurilikte düzeyi 2-4 bel sinirleri bölgesidir. Derin refleks denilen çeşittendir. Diğer bir derin refleks çeşidi ise asil refleksidir. Derin refleksler kas kirişlerinin, periobstum bazende eklemlerin uyarılması sonucu ortaya çıkar.
Yüzeysel refleksler; deri ve mukozaların uyarılması sonucu oluşurlar. Yüzeysel refleksin çeşitleri vardır. Bunlardan biri karın derisi yüzeysel refleksidir. Uyarılarla karın kaslarının refleks olarak kasılması sonucunda göbeğin uyarılan tarafa kaydığı görülür.
Bunların yanında vejetatif refleksler ve otonom refleksleri vardır. Otonom sinir sistemi tamamen refleks olarak çalışır.
Silyospinal reflekste ise boyun derisine çimdiklendiğinde ağrılı bir uyarı olduğunda çimdiklenen taraftaki göz bebeğinin genişlediği görülür.
